Parionluların muzdarip olduğu hastalıklar
Gündem
04.02.2025 - 12:34, Güncelleme:
04.02.2025 - 12:34 41 kez okundu.
Parionluların muzdarip olduğu hastalıklar
Çanakkale'nin Biga ilçesine bağlı Kemer köyü sınırları içinde yer alan, 2 bin 700 yıllık geçmişe sahip, Roma İmparatorluğu'nun önemli liman kentlerinden Parion'da yaşayan insanlarının en çok eklem hastalıkları, travma, tümör ve enfeksiyonlardan sıkıntı yaşadığı belirlendi.
MEHMET BAYER - 04/02/2025 - HİBYA - Çanakkale'nin Biga ilçesine bağlı Kemer köyü sınırları içinde yer alan, 2 bin 700 yıllık geçmişe sahip, Roma İmparatorluğu'nun önemli liman kentlerinden Parion'da yaşayan insanlarının en çok eklem hastalıkları, travma, tümör ve enfeksiyonlardan sıkıntı yaşadığı belirlendi.
Parion Antik Kenti Kazı Başkanı, Ondokuz Mayıs Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vedat Keleş, HİBYA'ya yaptığı açıklamada, Parion insanlarının iskelet kalıntıları üzerinde yapılan paleopatoloji (fosilleri ve kemik kalıntılarını inceleyerek, geçmişteki insan ve hayvan hastalıklarını inceleyen bilim dalı) çalışmalarında tespit edilen patolojik izlere bakıldığında, burun kemiğinin orta hattan sağa ya da sola doğru yönelimi olarak tanımlanan ve halk içinde çoğunlukla burun eğriliği olarak bilinen nasal septum deviasyonun yaygın olduğunu söyledi.
Soğuk su ve rüzgara uzun süre maruz kalan bireylerin işitsel kanalında meydana gelen ve iyi huylu tümör olarak sınıflandırılan dış kulak yolu ekzostozları, gündelik yaşamda uzun süre yoğun fiziksel güç gerektiren işler yapan bireylerin vertebralarında (omur kemikleri) küçük kemik çıkıntılar şeklinde karakterize olan osteofit, calcaneusta (topuk kemiği) bulunan bazı kasların uzun süreli zorlama ya da gerilmesi sonucunda, özellikle de uzun süre ayakta kalmaya bağlı oluştuğu düşünülen calcaneal spur (topuk dikeni), claviculanın (köprücük kemiği) üst ekstremite (omuz, kol ve el) bölgesiyle yoğun kullanımına bağlı olarak oluştuğu düşünülen rhomboid fossa (4. ventrikülün - insan beyninin boşluğu ), femur (uyluk kemiği) ve tibia (kaval kemiği) kemiklerinde travmaya bağlı kırık ve aynı bireyin yine aynı femur kemiğinde kemik kanseri olarak bilinen osteosarcoma patolojilerinin, analizler sonucu ortaya çıkan dönem insanlarının karşılaştığı sağlık sorunları olduğuna işaret eden Keleş, Parion toplumunda bireylerden erkek ve kadınların eşit sayıda olduğu, bebek haricinde her yaş grubundan bireyler bulunduğu ve bunların çoğunluğunu erişkinlerin oluşturduğunun tespit edildiğini vurguladı.
Prof. Dr. Keleş, paleopatoloji analizlerinde ise antik çağ toplumlarında sıkça karşılaşılan eklem ve enfeksiyon hastalıkları, travma ve tümörün tespit edildiğini, ancak bu hastalıklardan osteosarcoma (kemik kanseri) ve travma patolojilerinin ileri düzeyde olmaları ya da external auditory exostosis (dış kulak yolu kemiksi büyümesi) ve nasal septum deviasyonunun (burun kıkırdak eğriliği) aynı bireyde olup, yön birliği göstermesinin, çağdaş toplumlarda nispeten nadir görülen bir patoloji olarak ortaya çıktığını kaydetti.
Parionlular, hem denizde hem de karada ağır işlerde çalışmış
Hitit Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Tolga Çırak da patolojik verilere bakıldığında, genellikle antik çağ insanlarında gözlemlenen olgular olduğunu, ancak kulak yolunda bulunan auditory extostosis (kemiksi büyüme), parmak kemiğinde bulunan osteoartiritis (eklem rahatsızlığı) ve yine omurlarında tespit edilen patolojik rahatsızlıkların bireylerin hem deniz hem de ağır işlerde çalıştıklarını gösterdiğini bildirdi.
Çırak, 2021 yılında elde edilen iskeletlerin paleopatolojik analizlerde tespit edilen hastalıklara bakıldığında ise 2020 yılında elde edilen hastalıklara benzer olduğunu ve yine kulak yolunda bulunan ekzositozların varlığı ve sıklığının, parmak kemiklerinde tespit edilen kaynaşmaların, köprücük kemiklerindeki patolojilerin bireylerin hem denizel hem de karasal işlerde ağır şekilde çalıştıklarını düşündürdüğünü söyledi.
Bir bireyde tespit edilen osteosarcomanın (kemik kanseri) ve beraberinde aynı yönde tibia kemiğinde bulunan travmaya bağlı kırığın, mezar içinden elde edilen ''kukla bacak'' buluntularıyla beraber düşünüldüğünde bireyin bir savaşçı olabileceğini değerlendiren Çırak, ''Parion toplumunun sosyo kültürel açıdan sağlık yapısını ortaya koymak için cinsiyetler arasında yapılan karşılaştırmada, beklenildiği üzere erkek bireylerin kadın bireylere göre daha fazla dejeneretif (sırt ve boyun ağrısı) hastalıklara sahip olduğu görülmektedir. Erkek bireylerin toplum içinde daha yoğun fiziksel güç gerektiren işlerde çalışmalarına bağlı olarak travma, rhomboid fossa, osteofit, entosepati gibi patolojilere kadın bireylerden sayıca daha fazla maruz kaldığı olağan bir durumdur.'' dedi.
Prof. Dr. Çırak, bu durumun, toplumsal statü anlamında cinsiyetler arasında görev dağılımı olduğunu gösterdiğine işaret ederek, ''Ayrıca, yine sosyal statüyü anlamak adına enfeksiyon hastalıklarının da erkek bireylerde kadınlara göre daha yüksek çıktığı söylenebilir. Dejeneretif hastalıklarla günlük yaşam arasındaki ilişki kaynaklı olduğu gibi, enfeksiyona bağlı patolojilerde de benzer sebep sonuç ilişkisiyle ortaya çıkmıştır. İncelemesi yapılacak iskelet sayısının artmasıyla, bu ayrım çok daha net ortaya konulabilecektir.'' diye konuştu.
Hibya Haber Ajansı
Çanakkale'nin Biga ilçesine bağlı Kemer köyü sınırları içinde yer alan, 2 bin 700 yıllık geçmişe sahip, Roma İmparatorluğu'nun önemli liman kentlerinden Parion'da yaşayan insanlarının en çok eklem hastalıkları, travma, tümör ve enfeksiyonlardan sıkıntı yaşadığı belirlendi.
MEHMET BAYER - 04/02/2025 - HİBYA - Çanakkale'nin Biga ilçesine bağlı Kemer köyü sınırları içinde yer alan, 2 bin 700 yıllık geçmişe sahip, Roma İmparatorluğu'nun önemli liman kentlerinden Parion'da yaşayan insanlarının en çok eklem hastalıkları, travma, tümör ve enfeksiyonlardan sıkıntı yaşadığı belirlendi.
Parion Antik Kenti Kazı Başkanı, Ondokuz Mayıs Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vedat Keleş, HİBYA'ya yaptığı açıklamada, Parion insanlarının iskelet kalıntıları üzerinde yapılan paleopatoloji (fosilleri ve kemik kalıntılarını inceleyerek, geçmişteki insan ve hayvan hastalıklarını inceleyen bilim dalı) çalışmalarında tespit edilen patolojik izlere bakıldığında, burun kemiğinin orta hattan sağa ya da sola doğru yönelimi olarak tanımlanan ve halk içinde çoğunlukla burun eğriliği olarak bilinen nasal septum deviasyonun yaygın olduğunu söyledi.
Soğuk su ve rüzgara uzun süre maruz kalan bireylerin işitsel kanalında meydana gelen ve iyi huylu tümör olarak sınıflandırılan dış kulak yolu ekzostozları, gündelik yaşamda uzun süre yoğun fiziksel güç gerektiren işler yapan bireylerin vertebralarında (omur kemikleri) küçük kemik çıkıntılar şeklinde karakterize olan osteofit, calcaneusta (topuk kemiği) bulunan bazı kasların uzun süreli zorlama ya da gerilmesi sonucunda, özellikle de uzun süre ayakta kalmaya bağlı oluştuğu düşünülen calcaneal spur (topuk dikeni), claviculanın (köprücük kemiği) üst ekstremite (omuz, kol ve el) bölgesiyle yoğun kullanımına bağlı olarak oluştuğu düşünülen rhomboid fossa (4. ventrikülün - insan beyninin boşluğu ), femur (uyluk kemiği) ve tibia (kaval kemiği) kemiklerinde travmaya bağlı kırık ve aynı bireyin yine aynı femur kemiğinde kemik kanseri olarak bilinen osteosarcoma patolojilerinin, analizler sonucu ortaya çıkan dönem insanlarının karşılaştığı sağlık sorunları olduğuna işaret eden Keleş, Parion toplumunda bireylerden erkek ve kadınların eşit sayıda olduğu, bebek haricinde her yaş grubundan bireyler bulunduğu ve bunların çoğunluğunu erişkinlerin oluşturduğunun tespit edildiğini vurguladı.
Prof. Dr. Keleş, paleopatoloji analizlerinde ise antik çağ toplumlarında sıkça karşılaşılan eklem ve enfeksiyon hastalıkları, travma ve tümörün tespit edildiğini, ancak bu hastalıklardan osteosarcoma (kemik kanseri) ve travma patolojilerinin ileri düzeyde olmaları ya da external auditory exostosis (dış kulak yolu kemiksi büyümesi) ve nasal septum deviasyonunun (burun kıkırdak eğriliği) aynı bireyde olup, yön birliği göstermesinin, çağdaş toplumlarda nispeten nadir görülen bir patoloji olarak ortaya çıktığını kaydetti.
Parionlular, hem denizde hem de karada ağır işlerde çalışmış
Hitit Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Tolga Çırak da patolojik verilere bakıldığında, genellikle antik çağ insanlarında gözlemlenen olgular olduğunu, ancak kulak yolunda bulunan auditory extostosis (kemiksi büyüme), parmak kemiğinde bulunan osteoartiritis (eklem rahatsızlığı) ve yine omurlarında tespit edilen patolojik rahatsızlıkların bireylerin hem deniz hem de ağır işlerde çalıştıklarını gösterdiğini bildirdi.
Çırak, 2021 yılında elde edilen iskeletlerin paleopatolojik analizlerde tespit edilen hastalıklara bakıldığında ise 2020 yılında elde edilen hastalıklara benzer olduğunu ve yine kulak yolunda bulunan ekzositozların varlığı ve sıklığının, parmak kemiklerinde tespit edilen kaynaşmaların, köprücük kemiklerindeki patolojilerin bireylerin hem denizel hem de karasal işlerde ağır şekilde çalıştıklarını düşündürdüğünü söyledi.
Bir bireyde tespit edilen osteosarcomanın (kemik kanseri) ve beraberinde aynı yönde tibia kemiğinde bulunan travmaya bağlı kırığın, mezar içinden elde edilen ''kukla bacak'' buluntularıyla beraber düşünüldüğünde bireyin bir savaşçı olabileceğini değerlendiren Çırak, ''Parion toplumunun sosyo kültürel açıdan sağlık yapısını ortaya koymak için cinsiyetler arasında yapılan karşılaştırmada, beklenildiği üzere erkek bireylerin kadın bireylere göre daha fazla dejeneretif (sırt ve boyun ağrısı) hastalıklara sahip olduğu görülmektedir. Erkek bireylerin toplum içinde daha yoğun fiziksel güç gerektiren işlerde çalışmalarına bağlı olarak travma, rhomboid fossa, osteofit, entosepati gibi patolojilere kadın bireylerden sayıca daha fazla maruz kaldığı olağan bir durumdur.'' dedi.
Prof. Dr. Çırak, bu durumun, toplumsal statü anlamında cinsiyetler arasında görev dağılımı olduğunu gösterdiğine işaret ederek, ''Ayrıca, yine sosyal statüyü anlamak adına enfeksiyon hastalıklarının da erkek bireylerde kadınlara göre daha yüksek çıktığı söylenebilir. Dejeneretif hastalıklarla günlük yaşam arasındaki ilişki kaynaklı olduğu gibi, enfeksiyona bağlı patolojilerde de benzer sebep sonuç ilişkisiyle ortaya çıkmıştır. İncelemesi yapılacak iskelet sayısının artmasıyla, bu ayrım çok daha net ortaya konulabilecektir.'' diye konuştu.
Hibya Haber Ajansı
Hibya Haber Ajansı, Anadolu Ajansı (AA), İhlas Haber Ajansı (İHA), Demirören Haber Ajansı (DHA) ve diğer ajanslar tarafından eklenen tüm haberler, sitemizin editörlerinin müdahalesi olmadan ajans kanallarından çekilmektedir. Bu haberlerde yer alan hukuki muhataplar haberi geçen ajanslar olup sitemizin hiç bir editörü sorumlu tutulamaz...
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.