Cumhurbaşkanı Erdoğan: YPG terör örgütüne karşı en küçük bir müsamahamız yoktur

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mersin 8. Olağan İl Kongresini gerçekleştirdi. Erdoğan, Mersin'deki kongrede yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı: "Tek parti faşizminin milletimizin inancına ve tarihine baskıcı politikalarının ağır bedellerini ödüyoruz. Rahmetli Menderes ile birlikte başlayan demokrasi ve kalkınma hamlesiyle kesilmeye çalışıldı. Ama Türkiye’nin büyümesini, güçlenmesini istemeyen emperyalistlerde boş durmadı. Ülkemizi darbeler, ideoloji kavgalar, ekonomik çöküşlerle dolu bir döneme soktular. “Bizim çocuklar başardı” mesajını kulaktan kulağa fısıldayanların eseridir. Eski Türkiye artık bitti. Ak Parti adeta bir Anadolu ihtilali ile iktidara geldi.   Tabii ki bu devrim öyle kolay gerçekleşmedi. Siyasi ve toplumsal provokasyonlardan, Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar nice senaryolar ele alındı. Envari çeşit cinayet şebekesini harekete geçirdiler. Ekonomimize yönelik tehditleri, ambargoları hatırlayın. Türkiye Yüzyılı’nın önündeki tüm engelleri tek tek kaldırmak zorundayız. Mersin’in beşeri zenginliği, ülkesi ve bölgesindeki her gelişmeyle yakından ilgilenmesini mecburi kılıyor. Mesela Suriye’deki 61 yıllık rejimin yıkılması ve ülkede kuşatıcı yeni bir yönetimin işbaşına gelmesinin Mersin’e etkisi olacaktır. Çünkü burası halen Suriyeli muhaciri misafir eden ensar ruhlu bir şehirdir. Suriye toparlandıkça inşallah ülkemizle birlikte tüm dünyadan muhacirler dönüş yoluna girecektir. Kalanlara kapımızda gönlümüzde daima açık olacaktır. Biz zalimler gibi kimseyi zorla yerinden etmeyiz. Kendini bilmez üç beş ırkçı fanatiğin Türkiye – Suriye dayanışmasına gölge düşürmesine göz yummayacağız. Suriye’nin siyasi birliğini, toprak bütünlüğünü, sosyal barışını sağlamaya yönelik her gayrete destek vereceğiz. Suriye üzerinde yeni senaryolar kurulmasının önüne geçmekte kararlıyız. Bilhassa ülkenin üçte birini işgal altında tutan YPG terör örgütüne karşı en küçük bir müsamahamız yoktur. Yakında bu meseleyi kökten çözerek adımları atmaya başlayacağız. Örgütün çok güvendiği güçlerin bölgedeki çıkarları ve hesapları değiştiği için gölgesine sığınarak küstahlaşacakları kimseyi bulamayacaklar. Avrupa’dan yükselen çatlak seslere ise aldırış etmiyoruz. Avrupalılar önce kendi meselelerini çözsünler. Böl, parçala, yönet politikasıyla bu bölgede cirit atanların devri bitmiştir. Coğrafyamız da kardeşliğin, barışın ve istikrarın rüzgarı esiyor. Kalkınma ve refahın egemen olacağı yeni bir dönemin kapıları aralanıyor. Doğal kaynaklar üzerindeki her türlü tasarrufta bölgenin asıl sahiplerinin izninde olacak. Gazze’de ateşkesle sağlanmaya çalışılan barış da bölgenin siyasi ve sosyal atmosferini değiştirecektir. İsrail, Gazze’de ve diğer Filistin şehirlerinde uyguladığı zulümle dünyanın farklı yerlerinde yaşayan Musevilere de zarar vermiştir. Çünkü İsrail’in yaptığı kadın, çocuk, masum katliamlarından sonra artık hiç kimse bu topluma ikinci dünya savaşında maruz kaldıkları soykırımın getirdiği mahcubiyet duygusuyla bakamayacaktır. Herkesin aklında İsrail’in fırsat bulduktan sonra kendi insanları dışında tüm insanları katledebileceği düşüncesi yer etmiştir. En çok hedef aldıkları ülkenin Türkiye, toplumun da Türk milleti olması bizim bu zulme karşı sesini en çok yükselten devlet ve millet olmamızdan kaynaklanıyor. Terör örgütü PKK’nın feshedilmesini, silahlarının teslim edilmesini ve militanlarının dağıtılmasını hedefleyen gayretlerdir. Cumhur ittifakı ortağımız Sayın Bahçeli’nin konuyu gündeme getirmesiyle başlayan gelişmeler nihai aşamasına yaklaşmaktadır. Bölücü örgüt şayet elebaşının çağrısını dinleyip gereğini yerine getirirse siyasi uzantısı da üzerine düşeni yaparsa bunun kazananı 81 vilayeti ve 85 milyon ferdiyle tüm Türkiye olacaktır. Eğer örgüt çağrıya uymayı reddeder, siyasi uzantısı da ipe un sermeye kalkarsa biz zaten başarıyla yürüttüğümüz operasyonlarımızla meseleyi kendi mecrasında çözeriz. Tercihimiz ülkemizin kırk yılına, on binlerce canına, yüzlerce milyar dolar kaynağının heba olmasına yol açan bu meselenin samimiyetle ve kalıcı bir şekilde tarihe karışmasından yanadır." Hibya Haber Ajansı