Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Sitenin sağında bir giydirme reklam

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye’nin huzurundan en ufak bir taviz veremeyiz

Gündem 20.09.2024 - 15:17, Güncelleme: 20.09.2024 - 15:17 17 kez okundu.
 

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye’nin huzurundan en ufak bir taviz veremeyiz

İstanbul, 20 Eylül (Hibya) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara Havalimanı’nda Jandarma ve Emniyet teşkilatlarına yeni araçların hizmete alımı dolayısıyla düzenlenen törende konuştu.
Erdoğan’ın konuşmasından bazı satır başları şöyle: “Eğer evlerimizde huzur ve güven içinde oturabiliyorsak, eğer millet olarak birlik ve beraberlik içinde yaşıyorsak, eğer çocuklarımız hiçbir korku olmadan okullarına gidiyorsa, eğer gençlerimiz ülkemizin her yanında özgürce dolaşabiliyorsa, eğer malımız, mülkümüz, canımız, namusumuz, bayrağımız ve tüm kutsal değerlerimiz teminat altındaysa hiç şüphesiz bunda aslan payı sizindir. Gece gündüz demeden görevlerini özveriyle yerine getiren polis ve jandarmalarımızındır. Her birinize, sizlerin şahsında tüm polis, jandarma, asker ve sahil güvenlik personelimize, Türkiye için, Türk milleti için yaptığınız hizmetler dolayısıyla kalpten teşekkür ediyorum. Devletimize ve milletimize karşı mesuliyetlerinizi yerine getirebilmemiz için hiçbir fedakarlıktan kaçınmıyoruz. İşte bugün Jandarma ve Emniyet teşkilatlarımıza 7 bin 204 yeni aracın hizmete alım törenini gerçekleştiriyoruz. Böylesi anlamlı bir tören vesilesiyle sizlerle beraber olmaktan duyduğum bahtiyarlığı hassaten vurgulamak isterim. Emniyet Genel Müdürlüğümüzün ve Jandarma Genel Komutanlığımızın envanterinde bulunan ve ekonomik ömrünü tamamlayan taşıtlarımızı artık yeniliyoruz. Trafik ve asayiş hizmetleri için alınan ve hizmete sunulan bu araçlarımızın 5 bin 1 tanesini Emniyet Teşkilatımız kullanacak. 2 bin 203 adedini ise Jandarma Teşkilatımız kullanacak. Toplamda 7 bin 204 adet yeni taşıt Emniyet ve Jandarma birimlerimizin emrinde olacak. Bu araçlar; asayiş, terör ve uyuşturucuyla mücadele başta olmak üzere güvenlik faaliyetlerimizin daha etkin yürütülmesini kolaylaştıracaktır. Yeni araçlarımızın, onları kullanacak ekiplerimize şimdiden hayırlı, uğurlu olmasını temenni ediyorum. Her zaman söylüyorum. Polisimizi ve jandarmamızın ayağının değmediği, devriye atmadığı hiçbir yer olamaz. Sadece personel sayısıyla arzu ettiğimiz güvenlik iklimini tesis edemeyiz. İnsan kaynağıyla birlikte araç, gereç, donanım ve teknolojik kapasitenin de güçlendirilmesi şart. Kolluk birimlerimizi görünür kılacak, daha hızlı, daha caydırıcı kılacak olan teknik donanım ve imkanlardır. Bugün sizlerin kullanımına sunacağımız araçlarla inşallah bu amacımıza bir adım daha yaklaşmış oluyoruz. İnsanın ihtiyaçlar hiyerarşisinde ikinci sırada güvenlik vardır. Devletin de asli vazifesi, vatandaşının huzur ve güvenliğini sağlamaktır. Huzur ve emniyetin olmadığı bir yerde ne devlet olur, ne demokrasi ve özgürlükler olur. Ne de ekonomik kalkınma olur. Güçlü devlet ve toplumun birincil şartı güvenliktir. Vatan topraklarının her karışında asayişin en üst düzeyde temin edilmesidir. Biz yakın tarihimizde güvenlik noktasında yaşanan sıkıntıların acısını çok çekmiş, bunun bedelini ödemiş bir ülkeyiz. 70’lerde sokaklarımızın nasıl kaosa sürüklendiğini, daha sonra 80’lerde, 90’larda Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgemizde nasıl bir atmosferin hakim olduğunu gayet net hatırlıyoruz. Bizi yıllarca ikinci sınıf ekonomiye, ikinci sınıf demokrasiye mahkum ettiler. Kargaşa ve çatışma ortamını da milletin ensesinde adeta boza pişirdikleri, vesayet teşebbüslerinin bahanesi olarak kullandılar. 2002 yılında göreve geldiğimizde geçmiş acı tecrübelerin ışında asayiş hizmetlerinin kalitesinin artırılmasına büyük önem verdik. Eğitimden sağlığa, turizmden tarıma, savunma sanayiinden enerjiye ve ulaşıma varıncaya kadar ülkemizi büyük yatırımlarla donatırken Türkiye Yüzyılı’nın taşıyıcı kolonlarından birini güvenlik olarak gördük. Değişen güvenlik tehditleri karşısında teknik kapasitelerimizi artırdık, yeni mücadele konseptleri geliştirdik. Terörü kaynağında bertaraf etme stratejimiz bunlardan biriydi. Mafyayla, çetelerle, organize suç örgütleriyle tavizsiz mücadele bunlardan diğeriydi. Zehir tacirlerine, şehir eşkıyalarına göz açtırmama aynı şekilde bunlardan biriydi. Vatandaşımızın huzuruna kastedenler, karşılarında ilk önce devletimizin güvenlik birimlerini buldu. Kendini devletten, kanundan, nizamdan üstün gören, kendini dokunulmaz gören alçakların tepesine tepesine bindik. Terör örgütlerine sınırlarımız içinde ve dışında nefes alacakları hiçbir alan bırakmadık. Burada sadece şu rakamı vermek isterim. 2024 yılı içerisinde PKK’sından FETÖ’süne, DHKP/C'sinden DEAŞ'ına, eli kanlı canilere karşı 35 bin 500 operasyon düzenlendi. Bu operasyonlarda 825 terörist etkisiz hale getirildi. 70 terör eylemi güvenlik güçlerimiz tarafından engellendi. Hemen her gün üst düzey bir teröristin imha haberini alıyoruz. Bu operasyonların neredeyse tamamını kendi silahlarımızla, yerli ve milli teknolojimizle gerçekleştiriyoruz. Lübnan’a karşı düzenlenen siber terör saldırılarıyla bunun ne kadar hayati önemde olduğunu bir kez daha gördük. Hem yerli, milli yazılım geliştirme projelerimizin hem Milli Teknoloji Hamlemizin hem de elektronik harp sistemlerine yaptığımız yatırımların kıymeti böylece anlaşılmış oldu. Savunma sanayiinde tam bağımsız Türkiye hedefimize ulaşana kadar çalışmalarımızı devam ettireceğiz. Polisimiz, jandarmamız, askerimiz, istihbaratımız, güvenlik korucularımız katil sürülerinin peşlerini bırakmıyor, inlerini tek tek başlarına geçiriyor. Aynı durum çeteler için, mafya için, organize suç şebekeleri için, zehir tacirleri, insanlıktan nasibini almamış insan tacirleri için de geçerlidir. Milletimizin huzurunu kaçıran, kamu düzenini bozan, yaptığının yanına kar kalacağını zanneden herkes devletimizin kafide eldiveni içindeki çelikten yumruğuyla karşı karşıya olacaktır. Türkiye’nin huzurunda en ufak bir taviz veremeyiz. Bu konuda son derece kararlıyız, dirayetliyiz. Devletimize, milletimize veya demokrasimize yönelik en küçük bir güvenlik tehdidini dahi görmezden gelmiyoruz. Hem güvenliğimizi tam manasıyla sağlamaya çalışıyoruz hem de bunu hukuk ve demokrasi çerçevesinde yapmaya hassasiyet gösteriyoruz. Türkiye’yi güvenlik hizmetleri başta olmak üzere her alanda dünyada örnek gösterilen seviyelere taşıyana kadar çabalarımızı sürdüreceğiz. İnşallah bunu da sizlerle birlikte başaracağız. Sizlerle her zaman övündüğümü ve her zaman övüneceğimi bilmenizi istiyorum. Şunu unutmayınız değerli kardeşlerim: Türkiye, kendi başına asla bırakılmayacak bir ülkedir. Attığımız her adım, yaptığımız her hamle, hayata geçirdiğimiz her proje bu bölgeye dair planları olanları rahatsız etmektedir. Bölgemizi lime lime etmek isteyenler, bizden rahatsız oluyorlar. Vadedilmiş topraklar hayali kuranlar bizden rahatsız oluyorlar. Eski sömürü çarklarını çevirmek isteyenler, bizden rahatsız oluyorlar. Silah lobileri, kaos lobileri, mazlumların gözyaşından beslenen kan tüccarları bizden, büyüyen ve güçlenen Türkiye’den rahatsız oluyorlar. Üzerinde şerefle taşıdığınız üniformada şehitlerimizin ve gazilerimizin hakkı olduğunu bir an olsun aklınızdan çıkarmayın. Sizlerden görevinizi ifa ederken bunları mutlaka gözetmenizi bekliyorum. Vazifesini hakka, hukuka, vicdana, ahlaka uygun şekilde yapan her polisimiz, her jandarmamız benim kardeşimdir. Türkiye Cumhurbaşkanı olarak meşruiyet içerisinde özellikle bu çizgiden sapmayan her kamu görevlisi gibi sizlerin de sonuna kadar yanınızdayım. Polisimizle, jandarmamızla milletimizin arasına nifak sokmak isteyenlere bugüne kadar fırsat vermedik, bundan sonra da asla izin vermeyeceğiz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun.” Hibya Haber Ajansı
İstanbul, 20 Eylül (Hibya) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara Havalimanı’nda Jandarma ve Emniyet teşkilatlarına yeni araçların hizmete alımı dolayısıyla düzenlenen törende konuştu.
Erdoğan’ın konuşmasından bazı satır başları şöyle: “Eğer evlerimizde huzur ve güven içinde oturabiliyorsak, eğer millet olarak birlik ve beraberlik içinde yaşıyorsak, eğer çocuklarımız hiçbir korku olmadan okullarına gidiyorsa, eğer gençlerimiz ülkemizin her yanında özgürce dolaşabiliyorsa, eğer malımız, mülkümüz, canımız, namusumuz, bayrağımız ve tüm kutsal değerlerimiz teminat altındaysa hiç şüphesiz bunda aslan payı sizindir. Gece gündüz demeden görevlerini özveriyle yerine getiren polis ve jandarmalarımızındır. Her birinize, sizlerin şahsında tüm polis, jandarma, asker ve sahil güvenlik personelimize, Türkiye için, Türk milleti için yaptığınız hizmetler dolayısıyla kalpten teşekkür ediyorum. Devletimize ve milletimize karşı mesuliyetlerinizi yerine getirebilmemiz için hiçbir fedakarlıktan kaçınmıyoruz. İşte bugün Jandarma ve Emniyet teşkilatlarımıza 7 bin 204 yeni aracın hizmete alım törenini gerçekleştiriyoruz. Böylesi anlamlı bir tören vesilesiyle sizlerle beraber olmaktan duyduğum bahtiyarlığı hassaten vurgulamak isterim. Emniyet Genel Müdürlüğümüzün ve Jandarma Genel Komutanlığımızın envanterinde bulunan ve ekonomik ömrünü tamamlayan taşıtlarımızı artık yeniliyoruz. Trafik ve asayiş hizmetleri için alınan ve hizmete sunulan bu araçlarımızın 5 bin 1 tanesini Emniyet Teşkilatımız kullanacak. 2 bin 203 adedini ise Jandarma Teşkilatımız kullanacak. Toplamda 7 bin 204 adet yeni taşıt Emniyet ve Jandarma birimlerimizin emrinde olacak. Bu araçlar; asayiş, terör ve uyuşturucuyla mücadele başta olmak üzere güvenlik faaliyetlerimizin daha etkin yürütülmesini kolaylaştıracaktır. Yeni araçlarımızın, onları kullanacak ekiplerimize şimdiden hayırlı, uğurlu olmasını temenni ediyorum. Her zaman söylüyorum. Polisimizi ve jandarmamızın ayağının değmediği, devriye atmadığı hiçbir yer olamaz. Sadece personel sayısıyla arzu ettiğimiz güvenlik iklimini tesis edemeyiz. İnsan kaynağıyla birlikte araç, gereç, donanım ve teknolojik kapasitenin de güçlendirilmesi şart. Kolluk birimlerimizi görünür kılacak, daha hızlı, daha caydırıcı kılacak olan teknik donanım ve imkanlardır. Bugün sizlerin kullanımına sunacağımız araçlarla inşallah bu amacımıza bir adım daha yaklaşmış oluyoruz. İnsanın ihtiyaçlar hiyerarşisinde ikinci sırada güvenlik vardır. Devletin de asli vazifesi, vatandaşının huzur ve güvenliğini sağlamaktır. Huzur ve emniyetin olmadığı bir yerde ne devlet olur, ne demokrasi ve özgürlükler olur. Ne de ekonomik kalkınma olur. Güçlü devlet ve toplumun birincil şartı güvenliktir. Vatan topraklarının her karışında asayişin en üst düzeyde temin edilmesidir. Biz yakın tarihimizde güvenlik noktasında yaşanan sıkıntıların acısını çok çekmiş, bunun bedelini ödemiş bir ülkeyiz. 70’lerde sokaklarımızın nasıl kaosa sürüklendiğini, daha sonra 80’lerde, 90’larda Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgemizde nasıl bir atmosferin hakim olduğunu gayet net hatırlıyoruz. Bizi yıllarca ikinci sınıf ekonomiye, ikinci sınıf demokrasiye mahkum ettiler. Kargaşa ve çatışma ortamını da milletin ensesinde adeta boza pişirdikleri, vesayet teşebbüslerinin bahanesi olarak kullandılar. 2002 yılında göreve geldiğimizde geçmiş acı tecrübelerin ışında asayiş hizmetlerinin kalitesinin artırılmasına büyük önem verdik. Eğitimden sağlığa, turizmden tarıma, savunma sanayiinden enerjiye ve ulaşıma varıncaya kadar ülkemizi büyük yatırımlarla donatırken Türkiye Yüzyılı’nın taşıyıcı kolonlarından birini güvenlik olarak gördük. Değişen güvenlik tehditleri karşısında teknik kapasitelerimizi artırdık, yeni mücadele konseptleri geliştirdik. Terörü kaynağında bertaraf etme stratejimiz bunlardan biriydi. Mafyayla, çetelerle, organize suç örgütleriyle tavizsiz mücadele bunlardan diğeriydi. Zehir tacirlerine, şehir eşkıyalarına göz açtırmama aynı şekilde bunlardan biriydi. Vatandaşımızın huzuruna kastedenler, karşılarında ilk önce devletimizin güvenlik birimlerini buldu. Kendini devletten, kanundan, nizamdan üstün gören, kendini dokunulmaz gören alçakların tepesine tepesine bindik. Terör örgütlerine sınırlarımız içinde ve dışında nefes alacakları hiçbir alan bırakmadık. Burada sadece şu rakamı vermek isterim. 2024 yılı içerisinde PKK’sından FETÖ’süne, DHKP/C'sinden DEAŞ'ına, eli kanlı canilere karşı 35 bin 500 operasyon düzenlendi. Bu operasyonlarda 825 terörist etkisiz hale getirildi. 70 terör eylemi güvenlik güçlerimiz tarafından engellendi. Hemen her gün üst düzey bir teröristin imha haberini alıyoruz. Bu operasyonların neredeyse tamamını kendi silahlarımızla, yerli ve milli teknolojimizle gerçekleştiriyoruz. Lübnan’a karşı düzenlenen siber terör saldırılarıyla bunun ne kadar hayati önemde olduğunu bir kez daha gördük. Hem yerli, milli yazılım geliştirme projelerimizin hem Milli Teknoloji Hamlemizin hem de elektronik harp sistemlerine yaptığımız yatırımların kıymeti böylece anlaşılmış oldu. Savunma sanayiinde tam bağımsız Türkiye hedefimize ulaşana kadar çalışmalarımızı devam ettireceğiz. Polisimiz, jandarmamız, askerimiz, istihbaratımız, güvenlik korucularımız katil sürülerinin peşlerini bırakmıyor, inlerini tek tek başlarına geçiriyor. Aynı durum çeteler için, mafya için, organize suç şebekeleri için, zehir tacirleri, insanlıktan nasibini almamış insan tacirleri için de geçerlidir. Milletimizin huzurunu kaçıran, kamu düzenini bozan, yaptığının yanına kar kalacağını zanneden herkes devletimizin kafide eldiveni içindeki çelikten yumruğuyla karşı karşıya olacaktır. Türkiye’nin huzurunda en ufak bir taviz veremeyiz. Bu konuda son derece kararlıyız, dirayetliyiz. Devletimize, milletimize veya demokrasimize yönelik en küçük bir güvenlik tehdidini dahi görmezden gelmiyoruz. Hem güvenliğimizi tam manasıyla sağlamaya çalışıyoruz hem de bunu hukuk ve demokrasi çerçevesinde yapmaya hassasiyet gösteriyoruz. Türkiye’yi güvenlik hizmetleri başta olmak üzere her alanda dünyada örnek gösterilen seviyelere taşıyana kadar çabalarımızı sürdüreceğiz. İnşallah bunu da sizlerle birlikte başaracağız. Sizlerle her zaman övündüğümü ve her zaman övüneceğimi bilmenizi istiyorum. Şunu unutmayınız değerli kardeşlerim: Türkiye, kendi başına asla bırakılmayacak bir ülkedir. Attığımız her adım, yaptığımız her hamle, hayata geçirdiğimiz her proje bu bölgeye dair planları olanları rahatsız etmektedir. Bölgemizi lime lime etmek isteyenler, bizden rahatsız oluyorlar. Vadedilmiş topraklar hayali kuranlar bizden rahatsız oluyorlar. Eski sömürü çarklarını çevirmek isteyenler, bizden rahatsız oluyorlar. Silah lobileri, kaos lobileri, mazlumların gözyaşından beslenen kan tüccarları bizden, büyüyen ve güçlenen Türkiye’den rahatsız oluyorlar. Üzerinde şerefle taşıdığınız üniformada şehitlerimizin ve gazilerimizin hakkı olduğunu bir an olsun aklınızdan çıkarmayın. Sizlerden görevinizi ifa ederken bunları mutlaka gözetmenizi bekliyorum. Vazifesini hakka, hukuka, vicdana, ahlaka uygun şekilde yapan her polisimiz, her jandarmamız benim kardeşimdir. Türkiye Cumhurbaşkanı olarak meşruiyet içerisinde özellikle bu çizgiden sapmayan her kamu görevlisi gibi sizlerin de sonuna kadar yanınızdayım. Polisimizle, jandarmamızla milletimizin arasına nifak sokmak isteyenlere bugüne kadar fırsat vermedik, bundan sonra da asla izin vermeyeceğiz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun.” Hibya Haber Ajansı
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve adliyehaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.