Bakan Fidan: Filistinlileri anayurtlarından kovmayı hedefleyen her türlü girişeme karşıyız
Gündem
04.02.2025 - 15:48, Güncelleme:
04.02.2025 - 15:48 38 kez okundu.
Bakan Fidan: Filistinlileri anayurtlarından kovmayı hedefleyen her türlü girişeme karşıyız
Ankara, 4 Şubat (Hibya) – Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Mısır Arap Cumhuriyeti Dışişleri, Göç ve Yurtdışı Mısırlılar Bakanı Bedir Abdulati ile ortak basın toplantısında konuştu.
Bakan Fidan’ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:
“Her şeyden önce Gazze’deki ateşkesin sağlanması için gösterdikleri çabalardan ötürü Mısırlı kardeşlerimize teşekkür borçluyuz. Gerçekten kendileri olağanüstü bir gayret ortaya koydular.
Mısırlı yetkililer, Katar ve diğer ülkelerle beraber büyük bir çaba sergilediler. Şimdi bu ateşkesin kalıcı olması için tüm uluslararası toplumun seferber olması gerekiyor.
Pazar günü Doha’da Hamas Siyasi Büro üyeleriyle bir görüşme yaptım. Hamas tarafı ateşkes anlaşmasının gereklerini yerine getirmek konusunda herhangi bir tereddüt taşımıyor. Ancak İsrailli esirler serbest bırakıldıktan sonra Netanyahu hükümetinin nasıl bir tavır takınacağı hususunda tüm dünyada bazı soru işaretleri var.
Netanyahu’nun savaşı yeniden başlatma ihtimali barıştan yana olan herkesi endişelendiriyor. 16 ay süren savaşın ardından Filistin’in de İsrail’in da barışa ve huzura ihtiyacı var. Uluslararası toplum ortak bir duruş sergilemeli ve Netanyahu’nun siyasi çıkalar uğruna soykırımı yeniden başlatmasına engel olmalıdır.
Acilen ilgilenmemiz gereken bir diğer konu da Gazze’deki insani durumdur. Mısır, Gazze’ye yardım ulaştırılması konusunda çok önemli bir rol üstleniyor.
Türkiye olarak ateşkesin ilanından bu yana Gazze’ye 8 bin 500 ton insani yardım sevk ettik. Böylece krizin başından itibaren yolladığımız yardım miktarı 97 bin tona ulaştı.
Gazze’de özellikle çadır, yakıt ve iş makinesi ihtiyacı olduğu anlaşılmakta. Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatları doğrultusunda bu ihtiyaçların giderilmesi için de çalışmalara başladık.
Son günlerde Filistin halkının kendi topraklarından koparılması fikri tekrar gündeme getiriliyor. Filistinlileri anayurtlarından kovmayı hedefleyen her türlü girişeme karşıyız. Bu fikir uluslararası hukuka da insanlık vicdanına da aykırıdır. Böylesi bir adım hiçbir sonuç vermeyecek, sadece ve sadece yeni çatışmalara yol açacaktır. Aynı zamanda bölge ülkelerinin iç huzurunu olumsuz etkileyecektir.
Batı Şeria’da Filistinlileri hedef alan saldırıların artmasından da büyük endişe duyuyoruz. Batı Şeria’daki operasyonlara ve yerleşimcilerin yarattığı teröre bir an önce son verilmesi gerekiyor.
Filistinlilerin Mısır’a ve Ürdün’e sürgüne gönderilmesi konusunda ortaya atılan fikirlerin beyhude olduğunu, bu konuya sonuna kadar karşı çıkacağımızı, Mısır ile bu konuda dayanışma içerisinde olduğumuzu da buradan bir kez daha dünyaya duyurmak istiyorum.
Suriye’nin istikrarlı ve huzur dolu bir ülkeye dönüşmesi, bölgesel düzeyde hepimizin çıkarına olacaktır. Geçiş sürecinin kapsayıcı olması ve hukukun üstünlüğü temelinde ilerleyebilmesi için Suriye’nin yeni yönetimine destek sağlaması önem taşımaktadır.
Suriye’deki istikrarın ön koşulu, ülkenin terörden arındırılmasıdır.
Suriye’deki yönetimin terörle mücadele kapasitesini desteklemeyi de sürdüreceğiz. Libya’da birlik ve bütünlüğün sağlanması hususunda da Mısır ile görüş birliği içerisindeyiz. Bu ülkede kalıcı istikrarın teminine olası katkılarımıza dair diyaloğumuzu Mısır ile sürdürmekteyiz.
Sudan’da diplomatik çözüme katkı sağlamaya çalışıyoruz. Bu kapsamda bölgenin önemli aktörü olan Mısır ile birlikte çalışmayı da arzuluyoruz.
Türkiye ve Mısır’ın beraber çalışması, işbirliği yapması bir zorunluluktur. Bizim ortaklığımız, halklarımız ve bölgemizin huzurunu ve refahını artıracaktır. Bunu çok iyi biliyoruz, çok farkındayız ve değerli kardeşim Dışişleri Bakanı Sayın Abdulati ile beraber bu bilinçle çalışıyoruz."
Abdulati’nin konuşmasından bazı satır başları şöyle:
“İki ülkenin ortak tarihi ve kardeşlik bağları var. Bugün değerli kardeşim Hakan Fidan ile çok verimli bir görüşme icra ettik. İki ülke arasındaki ikili meseleleri görüştük. İkili ilişkilerin ve iş birliğinin ilerlemesinden duyduğumuz memnuniyeti karşılıklı olarak ifade ettik.
Ayrıca ticaret hacminin artırılmasını da ele aldık. Bu sene 8.8 milyar dolara ulaşmış oldu. 15 milyar dolar hedefimizi yakalamanın önemini vurguladık.
Ayrıca yatırım ve yatırımcıları destekleme yönündeki çalışmalarımız da devam ediyor. Ayrıca iki ülke arasındaki enerji ve turizm alanlarındaki iş birliğinin önemini de vurguladık. İki ülke arasındaki karşılıklı turizmin hacmi de gitgide artıyor.
Gazze’deki durumu detaylıca ele aldık. Sayın Bakan Fidan’a son gelişmeler hakkında bilgi verdim.
Değerli Bakan Hakan Bey’e Türkiye’nin verdiği ve vereceği desteğin önemini vurguladım. Özellikle önümüzdeki süreçte iyileşme ve iyileştirme çalışmaları ve Gazze’deki enkazın kaldırılması, yeniden imar çalışmaları konusunda Türkiye’nin vereceği desteğin önemini vurguladım.
Kendilerine şunun bilgisini de verdim: Mısır, uluslararası çabaları bir arada birleştirmek amacıyla Mısır’da geniş kapsamlı bir konferans düzenlemeyi planlıyor. Böylece Filistin halkına ve halkın haklarına verdiğimiz desteği vurgulamış ve tescil etmiş olacağız.
Kardeş Suriye’nin halkının ve halkın beklentilerinin yanında duruyoruz.
Suriye’nin bölgedeki herhangi bir ülkeye tehdit oluşturacak bir terörün kaynağı olmaması yönündeki önemsediğimiz meseleyi de vurguladım. Suriye, bir terör ve tehdit kaynağı olmamalıdır.
Mısır’ın Türkiye ile ilişkileri geliştirmeye yönelik çalışmalarının devam edeceğini, bu yöndeki bakışımızı ve kararlılığımızı ifade etmek istiyorum.”
Soru-Cevap
Bakan Fidan: “Türkiye, Filistin’de devam eden barış görüşmesine başından itibaren muazzam bir destek vermiştir. Ateşkesin sağlanması tabii ki birinci önceliğimiz olmuştur. Devam eden soykırımın, insan dramının bir an önce son bulması gerekiyordu. Biz hem Mısırlı ve Katarlı arabulucu kardeşlerimize her türlü desteği verdik hem de taraftalar tarafından mutabık kalınmış ateşkes hükümlerinin hayata geçmesi için olabilecek bütün destekleri verdik.
Belli miktarda Filistinlinin, Filistin topraklarında kalmaması şartı var. Taraflar tarafından mutabık kalındı. Bu kardeşlerimizin serbest bırakıldıktan sonra belli ülkelerde ağırlanması söz konusu. Türkiye de gelen talep üzerine bu konuda Cumhurbaşkanımızın tensipleriyle olumlu bir tavır gösterdik.
Birkaç gün önce 15 Filistinli, hapishaneden bırakıldıktan sonra Kahire’deki büyükelçiliğimiz üzerinden kardeşlerimize vizeleri verildi ve Türkiye’ye geldiler. Biz, diğer bölge ülkelerinin de ve bazı ülkelerin de bu konuda rol almasını çok faydalı olacağını düşünüyoruz. Mısır, Katar, bu konuda rol oynayacak. Şu anda bazı ülkeler de bunu gözden geçiriyorlar.
Türkiye’nin insanlık dramını sona erdirmek amacıyla taşıdığı bu iyi niyetin daha sonra belli çevrelerce Türkiye aleyhine bir propaganda materyaline dönmesini kabul etmiyoruz. Bunun için de şimdiden bir uyarı getirmek istiyorum. Ateşkese destek vermek için hapisten salınan Türkiye’ye gelmesi, başka ülkelerle beraber daha sonra Türkiye’nin aleyhine bir propaganda malzemesi olarak bazı Siyonist çevrelerce kullanılmasını kabul etmiyoruz, doğru da bulmuyoruz.
Bizim yaptığımız barışa hizmettir. Tarafların işini kolaylaştırmaktır ve insani bir destektir. Ne fazlası, ne azı. Ama bunun dışında bu olayı farklı türden yansıtma potansiyelinde olduklarını zaman zaman görüyoruz.”
Hibya Haber Ajansı
Ankara, 4 Şubat (Hibya) – Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Mısır Arap Cumhuriyeti Dışişleri, Göç ve Yurtdışı Mısırlılar Bakanı Bedir Abdulati ile ortak basın toplantısında konuştu.
Bakan Fidan’ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:
“Her şeyden önce Gazze’deki ateşkesin sağlanması için gösterdikleri çabalardan ötürü Mısırlı kardeşlerimize teşekkür borçluyuz. Gerçekten kendileri olağanüstü bir gayret ortaya koydular.
Mısırlı yetkililer, Katar ve diğer ülkelerle beraber büyük bir çaba sergilediler. Şimdi bu ateşkesin kalıcı olması için tüm uluslararası toplumun seferber olması gerekiyor.
Pazar günü Doha’da Hamas Siyasi Büro üyeleriyle bir görüşme yaptım. Hamas tarafı ateşkes anlaşmasının gereklerini yerine getirmek konusunda herhangi bir tereddüt taşımıyor. Ancak İsrailli esirler serbest bırakıldıktan sonra Netanyahu hükümetinin nasıl bir tavır takınacağı hususunda tüm dünyada bazı soru işaretleri var.
Netanyahu’nun savaşı yeniden başlatma ihtimali barıştan yana olan herkesi endişelendiriyor. 16 ay süren savaşın ardından Filistin’in de İsrail’in da barışa ve huzura ihtiyacı var. Uluslararası toplum ortak bir duruş sergilemeli ve Netanyahu’nun siyasi çıkalar uğruna soykırımı yeniden başlatmasına engel olmalıdır.
Acilen ilgilenmemiz gereken bir diğer konu da Gazze’deki insani durumdur. Mısır, Gazze’ye yardım ulaştırılması konusunda çok önemli bir rol üstleniyor.
Türkiye olarak ateşkesin ilanından bu yana Gazze’ye 8 bin 500 ton insani yardım sevk ettik. Böylece krizin başından itibaren yolladığımız yardım miktarı 97 bin tona ulaştı.
Gazze’de özellikle çadır, yakıt ve iş makinesi ihtiyacı olduğu anlaşılmakta. Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatları doğrultusunda bu ihtiyaçların giderilmesi için de çalışmalara başladık.
Son günlerde Filistin halkının kendi topraklarından koparılması fikri tekrar gündeme getiriliyor. Filistinlileri anayurtlarından kovmayı hedefleyen her türlü girişeme karşıyız. Bu fikir uluslararası hukuka da insanlık vicdanına da aykırıdır. Böylesi bir adım hiçbir sonuç vermeyecek, sadece ve sadece yeni çatışmalara yol açacaktır. Aynı zamanda bölge ülkelerinin iç huzurunu olumsuz etkileyecektir.
Batı Şeria’da Filistinlileri hedef alan saldırıların artmasından da büyük endişe duyuyoruz. Batı Şeria’daki operasyonlara ve yerleşimcilerin yarattığı teröre bir an önce son verilmesi gerekiyor.
Filistinlilerin Mısır’a ve Ürdün’e sürgüne gönderilmesi konusunda ortaya atılan fikirlerin beyhude olduğunu, bu konuya sonuna kadar karşı çıkacağımızı, Mısır ile bu konuda dayanışma içerisinde olduğumuzu da buradan bir kez daha dünyaya duyurmak istiyorum.
Suriye’nin istikrarlı ve huzur dolu bir ülkeye dönüşmesi, bölgesel düzeyde hepimizin çıkarına olacaktır. Geçiş sürecinin kapsayıcı olması ve hukukun üstünlüğü temelinde ilerleyebilmesi için Suriye’nin yeni yönetimine destek sağlaması önem taşımaktadır.
Suriye’deki istikrarın ön koşulu, ülkenin terörden arındırılmasıdır.
Suriye’deki yönetimin terörle mücadele kapasitesini desteklemeyi de sürdüreceğiz. Libya’da birlik ve bütünlüğün sağlanması hususunda da Mısır ile görüş birliği içerisindeyiz. Bu ülkede kalıcı istikrarın teminine olası katkılarımıza dair diyaloğumuzu Mısır ile sürdürmekteyiz.
Sudan’da diplomatik çözüme katkı sağlamaya çalışıyoruz. Bu kapsamda bölgenin önemli aktörü olan Mısır ile birlikte çalışmayı da arzuluyoruz.
Türkiye ve Mısır’ın beraber çalışması, işbirliği yapması bir zorunluluktur. Bizim ortaklığımız, halklarımız ve bölgemizin huzurunu ve refahını artıracaktır. Bunu çok iyi biliyoruz, çok farkındayız ve değerli kardeşim Dışişleri Bakanı Sayın Abdulati ile beraber bu bilinçle çalışıyoruz."
Abdulati’nin konuşmasından bazı satır başları şöyle:
“İki ülkenin ortak tarihi ve kardeşlik bağları var. Bugün değerli kardeşim Hakan Fidan ile çok verimli bir görüşme icra ettik. İki ülke arasındaki ikili meseleleri görüştük. İkili ilişkilerin ve iş birliğinin ilerlemesinden duyduğumuz memnuniyeti karşılıklı olarak ifade ettik.
Ayrıca ticaret hacminin artırılmasını da ele aldık. Bu sene 8.8 milyar dolara ulaşmış oldu. 15 milyar dolar hedefimizi yakalamanın önemini vurguladık.
Ayrıca yatırım ve yatırımcıları destekleme yönündeki çalışmalarımız da devam ediyor. Ayrıca iki ülke arasındaki enerji ve turizm alanlarındaki iş birliğinin önemini de vurguladık. İki ülke arasındaki karşılıklı turizmin hacmi de gitgide artıyor.
Gazze’deki durumu detaylıca ele aldık. Sayın Bakan Fidan’a son gelişmeler hakkında bilgi verdim.
Değerli Bakan Hakan Bey’e Türkiye’nin verdiği ve vereceği desteğin önemini vurguladım. Özellikle önümüzdeki süreçte iyileşme ve iyileştirme çalışmaları ve Gazze’deki enkazın kaldırılması, yeniden imar çalışmaları konusunda Türkiye’nin vereceği desteğin önemini vurguladım.
Kendilerine şunun bilgisini de verdim: Mısır, uluslararası çabaları bir arada birleştirmek amacıyla Mısır’da geniş kapsamlı bir konferans düzenlemeyi planlıyor. Böylece Filistin halkına ve halkın haklarına verdiğimiz desteği vurgulamış ve tescil etmiş olacağız.
Kardeş Suriye’nin halkının ve halkın beklentilerinin yanında duruyoruz.
Suriye’nin bölgedeki herhangi bir ülkeye tehdit oluşturacak bir terörün kaynağı olmaması yönündeki önemsediğimiz meseleyi de vurguladım. Suriye, bir terör ve tehdit kaynağı olmamalıdır.
Mısır’ın Türkiye ile ilişkileri geliştirmeye yönelik çalışmalarının devam edeceğini, bu yöndeki bakışımızı ve kararlılığımızı ifade etmek istiyorum.”
Soru-Cevap
Bakan Fidan: “Türkiye, Filistin’de devam eden barış görüşmesine başından itibaren muazzam bir destek vermiştir. Ateşkesin sağlanması tabii ki birinci önceliğimiz olmuştur. Devam eden soykırımın, insan dramının bir an önce son bulması gerekiyordu. Biz hem Mısırlı ve Katarlı arabulucu kardeşlerimize her türlü desteği verdik hem de taraftalar tarafından mutabık kalınmış ateşkes hükümlerinin hayata geçmesi için olabilecek bütün destekleri verdik.
Belli miktarda Filistinlinin, Filistin topraklarında kalmaması şartı var. Taraflar tarafından mutabık kalındı. Bu kardeşlerimizin serbest bırakıldıktan sonra belli ülkelerde ağırlanması söz konusu. Türkiye de gelen talep üzerine bu konuda Cumhurbaşkanımızın tensipleriyle olumlu bir tavır gösterdik.
Birkaç gün önce 15 Filistinli, hapishaneden bırakıldıktan sonra Kahire’deki büyükelçiliğimiz üzerinden kardeşlerimize vizeleri verildi ve Türkiye’ye geldiler. Biz, diğer bölge ülkelerinin de ve bazı ülkelerin de bu konuda rol almasını çok faydalı olacağını düşünüyoruz. Mısır, Katar, bu konuda rol oynayacak. Şu anda bazı ülkeler de bunu gözden geçiriyorlar.
Türkiye’nin insanlık dramını sona erdirmek amacıyla taşıdığı bu iyi niyetin daha sonra belli çevrelerce Türkiye aleyhine bir propaganda materyaline dönmesini kabul etmiyoruz. Bunun için de şimdiden bir uyarı getirmek istiyorum. Ateşkese destek vermek için hapisten salınan Türkiye’ye gelmesi, başka ülkelerle beraber daha sonra Türkiye’nin aleyhine bir propaganda malzemesi olarak bazı Siyonist çevrelerce kullanılmasını kabul etmiyoruz, doğru da bulmuyoruz.
Bizim yaptığımız barışa hizmettir. Tarafların işini kolaylaştırmaktır ve insani bir destektir. Ne fazlası, ne azı. Ama bunun dışında bu olayı farklı türden yansıtma potansiyelinde olduklarını zaman zaman görüyoruz.”
Hibya Haber Ajansı
Hibya Haber Ajansı, Anadolu Ajansı (AA), İhlas Haber Ajansı (İHA), Demirören Haber Ajansı (DHA) ve diğer ajanslar tarafından eklenen tüm haberler, sitemizin editörlerinin müdahalesi olmadan ajans kanallarından çekilmektedir. Bu haberlerde yer alan hukuki muhataplar haberi geçen ajanslar olup sitemizin hiç bir editörü sorumlu tutulamaz...
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.