Başarılı olmayan baskın, zaferin sırrını yansıttı
Gündem
23.04.2025 - 10:49, Güncelleme:
23.04.2025 - 10:49 133 kez okundu.
Başarılı olmayan baskın, zaferin sırrını yansıttı
Mehmet Bayer, 23 Nisan (Hibya) - Çanakkale Savaşları sırasında, Arıburnu yakınlarındaki Şehitler Tepesi'ni düşman işgalinden kurtarmak için yapılan, ancak başarılı olunamayan baskında, Mehmetçiklerin komutanlığını yapan ve yaralanan bir üsteğmenin 19. Fırka (Tümen) kumandanlığına gönderdiği, baskına ilişkin rapordaki ifadeleri ''Çanakkale Zaferi''nin kazanılmasında, askerlerin ruh halini yansıtır nitelikte.
HİBYA muhabirinin, Milli Savunma Bakanlığının 1957 yılında yayımladığı ''1915'te Çanakkale'de Türk'' adlı kitaptan yaptığı derlemeye göre, Türk'ün parlak zaferiyle sona eren Çanakkale Savaşları'nın hemen her safhasında subayıyla, eriyle, Türk Ordusu ölüme karşı saldırıp, düşmanla son derece istekli mücadele etti.
Bunun sonucunda, savaş tarihi sayfaları Çanakkale'de birbirinden parlak binlerce kahramanlık örneğiyle dolup taştı.
Arıburnu cephesinin sol kanadında Şehitler Tepesi denilen, düşman işgalindeki yere yerleştirilen makineli tüfekler, yan ateşle, iki taraftaki Türk birliklerine çok zarar verdi.
Türk mevzilerinin içine doğru, bir ''kama'' gibi giren Şehitler Tepesi'nden düşmanı atmak ve tehlikeli duruma son vermek için 10. Bölük Komutanı Üsteğmen Saffet kumandasında 125. Alay'dan 140 kişilik bir gönüllü bölüğü oluşturuldu.
7 Mayıs 1915'i 8 Mayıs 1915'e bağlayan gece, baskını yapacak bu bölüğü hem teftiş etmek, hem de subay ve erlere gündüz vakti vazifelerine dair arazi üzerinde talimat vermek için 7 Mayıs'ta Kemalyeri'nde bulunan Mustafa Kemal, gördüğü heybet karşısında şunları dile getirdi:
''Dün ihzar edilen gönüllü müfrezesini, Kemalyeri'ne nezdime celp ve ahvalini tetkik ettim. Bu erler, kuvvei maneviyenin timsali mücessemi ıtlakma seza cesur erlerdi. Her birisi kalbinde bir hissi itimat beslediğini ve tevdi olunan vazifeyi ikmale çalışacaklarını kavlen ve lisanı halleriyle bildiriyordu.''
Şehitler Tepesi baskını
Şehitler Tepesi baskını planına göre önce hedefler bölgesi saat 18.00'da itibaren topçu ateşiyle taarruz ve baskına olgun bir hale getirilecek, bunu saat 21.00'da en sağ kanattan hazırlanan bir taarruz grubunun şaşırtma taarruzu izleyecek, saat 22.00'da da gönüllü bölük, Şehitler Tepesi'ne süngüyle baskını yapacak ve burasını ele geçirecekti.
Sonuçta başarılı olmayan baskın, şöyle cereyan etti:
''Filhakika plan gereğince topçu tam zamanında hazırlık ateşine başlamış, sağ kanattan hazırlanan taarruz grubu mahkum bir arazi üzerinde yerleşmiş bulunan cephesindeki düşmana şiddetle saldırarak, siperlerini birçok silah ve eşya ganimetleriyle beraber ele geçirdi. Fakat baskın sırası, gece yarısına doğru gelen gönüllü bölüğün siperlere yaklaştığı sıradaki hareketinden şüphelenen düşmanın karanlığa doğru savurduğu bombalardan yaralanan bir iki askerin inilti ve feryadı Şehitler Tepesi'ndeki düşmanı uyandırdı. Üsteğmen Saffet'in gönüllü bölüğünü, 10.50 metre gibi yakın mesafeden çok şiddetli ateşle karşılayan düşman, baskını boşa çıkardı. Sonucun başarılı olmamasında, gönüllü bölüğünün hareket sahasına komşu olup, ona yardımla mükellef tutulmuş birliklerin vazifelerini layıkıyla koordine etmemiş olmalarının büyük etkisi oldu. Ayrıca bölüğünün bir kısmını cepheden baskına memur eden Bölük Kumandanı Saffet, kuvvetinin çoğuyla düşmanı gerisinden yakalamak amacıyla siperleri atladığı sırada yaralandı ve müfreze büsbütün sevk ve idaresiz kalarak başarısızlığa uğradı.
Üsteğmen Saffet'in Mustafa Kemal'e gönderdiği rapor
Ağır yaralı olmasına rağmen Üsteğmen Saffet'in Mustafa Kemal'e yazıp gönderdiği raporda, şunları dile getirdi:
''Efendim, emrialiniz mucibince düşmanın siperlerine taarruz ettik. Erlerimin yarısı siperlerin üstüne, bir kısmı da bendenizle siperlerin arkasını çevirdik, bombaları attık. Düşman siperden denize doğru kaçmaya başladı. 10 şehit, 6 yaralımız vardı. Fakat, bendeniz sol omuzumdan vuruldum, kurşun arkamdan çıktı. Askerim siperlerin önünde, içeriye girmek üzereydi. Bendenizi de sargı mahalline getirdiler. Gelirken ihtiyatlara, diğer gönüllü subaylara malumat verdim. Asker bozulmadı. 'Hücuma, devamla ileridekileri takviye ediniz' dedim. Düşman kaçıyordu. Aman efendim; ileri harekata devam etsinler. Siperin içinde ölmediğime teessüf ediyorum. Aldığım yara, ikinci kurşun yarasıdır. Vaktim yok, ellerinizden öperim sevgili cesur kumandanım.''
Zaferin sırrı
Arıburnu Cephesi'ndeki pek çok birliği günlerdir sevk ve idare eden genç bir kumandana candan bağlı, yaralı bir üsteğmenin yazdığı söz konusu rapor, Mehmetçiğin Çanakkale'yi nasıl bir iman, kuvvet ve düşünceyle koruduğunu, bu işin sırrını apaçık ifade eder nitelikte.
Mustafa Kemal ise Arıburnu raporunda, baskın hakkında şunları kaydetti:
''Kanlısırt'da baskın icra eden müfrezenin bakiyesini kıtaatı asliyelerine iade etmek ve hallerini tespit etmek üzere Kemalyeri'ne celbettim. Teşebbüslerini neticeye erdiremeyen bu kahramanlar teessüf etmekte ve maahaza düşman üzerine her daim atılmaya amade bulunduklarını ve ikinci defasında inşallah muvaffak olacaklarını kemali saffet ve emniyetle ve bir tevekkülü dindaraneyle söylüyorlardı...''
Hibya Haber Ajansı
Mehmet Bayer, 23 Nisan (Hibya) - Çanakkale Savaşları sırasında, Arıburnu yakınlarındaki Şehitler Tepesi'ni düşman işgalinden kurtarmak için yapılan, ancak başarılı olunamayan baskında, Mehmetçiklerin komutanlığını yapan ve yaralanan bir üsteğmenin 19. Fırka (Tümen) kumandanlığına gönderdiği, baskına ilişkin rapordaki ifadeleri ''Çanakkale Zaferi''nin kazanılmasında, askerlerin ruh halini yansıtır nitelikte.
HİBYA muhabirinin, Milli Savunma Bakanlığının 1957 yılında yayımladığı ''1915'te Çanakkale'de Türk'' adlı kitaptan yaptığı derlemeye göre, Türk'ün parlak zaferiyle sona eren Çanakkale Savaşları'nın hemen her safhasında subayıyla, eriyle, Türk Ordusu ölüme karşı saldırıp, düşmanla son derece istekli mücadele etti.
Bunun sonucunda, savaş tarihi sayfaları Çanakkale'de birbirinden parlak binlerce kahramanlık örneğiyle dolup taştı.
Arıburnu cephesinin sol kanadında Şehitler Tepesi denilen, düşman işgalindeki yere yerleştirilen makineli tüfekler, yan ateşle, iki taraftaki Türk birliklerine çok zarar verdi.
Türk mevzilerinin içine doğru, bir ''kama'' gibi giren Şehitler Tepesi'nden düşmanı atmak ve tehlikeli duruma son vermek için 10. Bölük Komutanı Üsteğmen Saffet kumandasında 125. Alay'dan 140 kişilik bir gönüllü bölüğü oluşturuldu.
7 Mayıs 1915'i 8 Mayıs 1915'e bağlayan gece, baskını yapacak bu bölüğü hem teftiş etmek, hem de subay ve erlere gündüz vakti vazifelerine dair arazi üzerinde talimat vermek için 7 Mayıs'ta Kemalyeri'nde bulunan Mustafa Kemal, gördüğü heybet karşısında şunları dile getirdi:
''Dün ihzar edilen gönüllü müfrezesini, Kemalyeri'ne nezdime celp ve ahvalini tetkik ettim. Bu erler, kuvvei maneviyenin timsali mücessemi ıtlakma seza cesur erlerdi. Her birisi kalbinde bir hissi itimat beslediğini ve tevdi olunan vazifeyi ikmale çalışacaklarını kavlen ve lisanı halleriyle bildiriyordu.''
Şehitler Tepesi baskını
Şehitler Tepesi baskını planına göre önce hedefler bölgesi saat 18.00'da itibaren topçu ateşiyle taarruz ve baskına olgun bir hale getirilecek, bunu saat 21.00'da en sağ kanattan hazırlanan bir taarruz grubunun şaşırtma taarruzu izleyecek, saat 22.00'da da gönüllü bölük, Şehitler Tepesi'ne süngüyle baskını yapacak ve burasını ele geçirecekti.
Sonuçta başarılı olmayan baskın, şöyle cereyan etti:
''Filhakika plan gereğince topçu tam zamanında hazırlık ateşine başlamış, sağ kanattan hazırlanan taarruz grubu mahkum bir arazi üzerinde yerleşmiş bulunan cephesindeki düşmana şiddetle saldırarak, siperlerini birçok silah ve eşya ganimetleriyle beraber ele geçirdi. Fakat baskın sırası, gece yarısına doğru gelen gönüllü bölüğün siperlere yaklaştığı sıradaki hareketinden şüphelenen düşmanın karanlığa doğru savurduğu bombalardan yaralanan bir iki askerin inilti ve feryadı Şehitler Tepesi'ndeki düşmanı uyandırdı. Üsteğmen Saffet'in gönüllü bölüğünü, 10.50 metre gibi yakın mesafeden çok şiddetli ateşle karşılayan düşman, baskını boşa çıkardı. Sonucun başarılı olmamasında, gönüllü bölüğünün hareket sahasına komşu olup, ona yardımla mükellef tutulmuş birliklerin vazifelerini layıkıyla koordine etmemiş olmalarının büyük etkisi oldu. Ayrıca bölüğünün bir kısmını cepheden baskına memur eden Bölük Kumandanı Saffet, kuvvetinin çoğuyla düşmanı gerisinden yakalamak amacıyla siperleri atladığı sırada yaralandı ve müfreze büsbütün sevk ve idaresiz kalarak başarısızlığa uğradı.
Üsteğmen Saffet'in Mustafa Kemal'e gönderdiği rapor
Ağır yaralı olmasına rağmen Üsteğmen Saffet'in Mustafa Kemal'e yazıp gönderdiği raporda, şunları dile getirdi:
''Efendim, emrialiniz mucibince düşmanın siperlerine taarruz ettik. Erlerimin yarısı siperlerin üstüne, bir kısmı da bendenizle siperlerin arkasını çevirdik, bombaları attık. Düşman siperden denize doğru kaçmaya başladı. 10 şehit, 6 yaralımız vardı. Fakat, bendeniz sol omuzumdan vuruldum, kurşun arkamdan çıktı. Askerim siperlerin önünde, içeriye girmek üzereydi. Bendenizi de sargı mahalline getirdiler. Gelirken ihtiyatlara, diğer gönüllü subaylara malumat verdim. Asker bozulmadı. 'Hücuma, devamla ileridekileri takviye ediniz' dedim. Düşman kaçıyordu. Aman efendim; ileri harekata devam etsinler. Siperin içinde ölmediğime teessüf ediyorum. Aldığım yara, ikinci kurşun yarasıdır. Vaktim yok, ellerinizden öperim sevgili cesur kumandanım.''
Zaferin sırrı
Arıburnu Cephesi'ndeki pek çok birliği günlerdir sevk ve idare eden genç bir kumandana candan bağlı, yaralı bir üsteğmenin yazdığı söz konusu rapor, Mehmetçiğin Çanakkale'yi nasıl bir iman, kuvvet ve düşünceyle koruduğunu, bu işin sırrını apaçık ifade eder nitelikte.
Mustafa Kemal ise Arıburnu raporunda, baskın hakkında şunları kaydetti:
''Kanlısırt'da baskın icra eden müfrezenin bakiyesini kıtaatı asliyelerine iade etmek ve hallerini tespit etmek üzere Kemalyeri'ne celbettim. Teşebbüslerini neticeye erdiremeyen bu kahramanlar teessüf etmekte ve maahaza düşman üzerine her daim atılmaya amade bulunduklarını ve ikinci defasında inşallah muvaffak olacaklarını kemali saffet ve emniyetle ve bir tevekkülü dindaraneyle söylüyorlardı...''
Hibya Haber Ajansı
Hibya Haber Ajansı, Anadolu Ajansı (AA), İhlas Haber Ajansı (İHA), Demirören Haber Ajansı (DHA) ve diğer ajanslar tarafından eklenen tüm haberler, sitemizin editörlerinin müdahalesi olmadan ajans kanallarından çekilmektedir. Bu haberlerde yer alan hukuki muhataplar haberi geçen ajanslar olup sitemizin hiç bir editörü sorumlu tutulamaz...
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.