A1 Capital'den dünyadan haberler

A1 Capital'in raporuna göre, İstanbul'da düzenlenen ve sektörün önde gelen buluşma etkinlikleri arasında yer alan 19. Gayrimenkul Yatırımcıları Derneği (GYODER) Gayrimenkul Zirvesi'nde konuşan Gönül, GYO'ların sermaye piyasaları ve Borsa için oldukça önemli yapılar olduğunu söyledi. Raporda şu bilgiler aktarıldı: "GYO'ların, gayrimenkule yatırım yapacak yatırımcıların borsa aracılığıyla yatırımlara ortak olmasını sağladığını dile getiren Gönül, gayrimenkul yatırım ortaklıklarının vergisel avantajlarında değişiklik yaptıklarını ve ortaklıkların artık yüzde 10 kurumlar vergisi ödediklerini, bununla birlikte temettü dağıtım zorunluluğu geldiğini, temettü konusunda yatırımcılardan pozitif dönüş aldıklarını anlattı. Gönül, son dönemde gayrimenkul yatırım ortaklığı ve gayrimenkul yatırım fonu (GYF) modellerinin daha çok ilgi görmeye başladığını kaydederek, "Borsamızda şu anda 48 adet gayrimenkul yatırım ortaklığı var. Bunların 2023 yılında değerleri 350 milyar liraydı. Bu yılı 550-600 milyar lira civarında bir değerle kapatacağımızı görüyoruz" diye konuştu. "Çin Büyükelçisi Liu Shaobin Türkiye’nin, Çin’den ithal edilen otomobillere yönelik getirdiği önlemleri “bir dizi ayrımcı ticari korumacılık tedbirleri” olarak niteledi ve tedbirlerin Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) kurallarını ihlal ettiğini öne sürdü. Büyükelçi, “Tedbirler sadece Türk tüketicilere zarar vermemiş, aynı zamanda Çinli işletmelerin Türkiye’ye yatırım yapma konusundaki güvenini de etkilemiş ve ikili işbirliğine olumsuz etkiler yaratmıştır” görüşünü dile getirdi. "Türkiye ile ABD arasında 100 milyar dolarlık ticaret hedefi Trump döneminde konuldu. 2016’da 17.4 milyar dolar olan ticaret hacmi 2022 sonunda 30 milyar dolara kadar dayanmıştı. Türk iş dünyası, ikinci Trump döneminde, ithalat vergilerinde eşit davranılması halinde 100 milyar dolarlık ticaret hedefinde ivmelenmenin hızlanmasını bekliyor. "ABD’de Mortgage Bankalar Birliği (MBA) tarafından açıklanan 1 Kasım ile sona eren haftaya ilişkin mortgage verilerine göre, mortgage başvuruları geçen hafta önceki haftaya kıyasla yüzde 10,8 azalarak düşüşünü altıncı haftaya taşıdı. Bu dönemde konut satın almaya yönelik başvurular yüzde 5 ve yeniden finansman başvuruları yüzde 19 azaldı. Ülkede 30 yıl vadeli mortgage için ortalama faiz oranı, geçen hafta yüzde 6,73'ten yüzde 6,81'e çıkarak temmuz ayından bu yana en yüksek seviyesini kaydetti. Aynı dönemde 15 yıl vadeli mortgage için ortalama faiz oranı ise yüzde 6,27'den yüzde 6,21'e indi. MBA Başkan Yardımcısı Joel Kan, verilere ilişkin değerlendirmesinde, ABD'nin 10 yıllık tahvil faizindeki oynaklığın sürdüğünü ve mortgage faiz oranları üzerinde yukarı yönlü baskı oluşturmaya devam ettiğini belirtti. "Citi, ABD Başkanı seçilen Donald Trump'ın ikinci döneminin 2025 yılına kadar petrol üzerinde aşağı yönlü bir baskı oluşturabileceğini ve Brent ham petrolünün potansiyel ticaret tarifeleri ve artan petrol arzı nedeniyle varil başına ortalama 60 dolar seviyesinde olacağını tahmin etti. Banka, Trump'ın Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü ve Rusya'nın başını çektiği müttefiklerden oluşan OPEC+ üzerindeki etkisinin, üretici grubunu üretim kesintilerini daha hızlı azaltmaya sevk edebileceğini ve potansiyel olarak jeopolitik gerilimleri azaltarak bir miktar petrolün piyasaya geri dönebileceğini belirtiyor. Citi, Trump'ın politikasının, arama ve üretime yönelik sermaye yatırımları için potansiyel vergi teşvikleri yoluyla sektörü destekleyebileceğini ve Biden döneminin lisans ücretlerindeki, asgari teklif maliyetlerindeki ve Federal arazilerdeki kira oranlarındaki artışları tersine çevirebileceğini belirtti. Citi ayrıca, Trump'ın politikalarının küresel ekonomik büyüme üzerinde karışık etkileri olabileceğini, özellikle de ticaret tarifeleri riskine maruz kalan Avrupa ve Çin için olumsuz olabileceğini belirtiyor. "Reuters'in haberine göre JPMorgan Chase CEO'su Jamie Dimon'ın bankada kalacak ve Donald Trump'ın yönetimine katılmayı planlamıyor. 68 yaşındaki Dimon, son haftalarda hem Cumhuriyetçiler hem de Demokratlar tarafından Hazine Bakanı adayı olarak defalarca spekülasyon konusu olmuş, ancak geçen ay resmi bir görev alma şansının "neredeyse sıfır" olduğunu söylemişti. "Çin'in ihracat Ekim ayında beklentilerin üzerinde hızlanarak yıllık bazda yüzde 12,7 arttı. Aynı dönemde ithalat da beklenenden daha fazla yavaşladı. Ekonomistler ihracatın Ekim ayında sadece yüzde 5,2 artmasını bekliyorlardı. Eylül ayında artış yüzde 2,4 olmuştu Ekim ayında yüzde 1,0 daralacağı tahmin edilen ithalat ise yüzde 2,3 azaldı. Eylül ayında yüzde 0,3 daralma görülmüştü. Ticaret fazlası da 74,4 milyar dolar olan beklentileri aşarak 95,72 milyar dolar oldu. Yuan cinsinden verilere bakıldığında ihracat Ekim'de yüzde 11,2 artarken, ithalat yüzde 3,7 azaldı. Ticaret fazlası 679,1 milyar yuan oldu. İlk 9 ayda ihracat yuan cinsinden yüzde 6,7 artarken, ithalatta artış yüzde 3,2'de kaydı. 9 aylık ticaret fazlası 5,58 trilyon yuan oldu. "Japonya'da enflasyona göre düzeltilmiş ücretler Ağustos ayının ardından Eylül ayında da düştü. Japonya Çalışma Bakanlığı verilerine göre, reel ücretler, Ağustos ayında revize edilen yüzde 0,8'lik düşüşün ardından Eylül ayında da yüzde 0,1 geriledi. Nominal ücretler ya da işçi başına ortalama toplam nakit kazanç, Eylül ayında yüzde 2,8 artarak 292.551 yen oldu. Hükümetin reel ücretleri hesaplamak için kullandığı, taze gıda fiyatlarını içeren ancak ev sahiplerinin eşdeğer kirasını hariç tutan tüketici fiyat endeksi, Eylül'de Ağustos ayındaki yüzde 3,5'ten yavaşlayarak yüzde 2,9'a oldu. Çalışma Bakanlığı'ndan bir yetkili, "Toplam nakit kazançların büyüme oranı değişmemesine rağmen reel ücretler düştü, bu nedenle bunun yükselen fiyatların etkisinden kaynaklandığı düşünülüyor" dedi. "Japonya'nın kur politikasından sorumlu ise olan Maliye Bakan Yardımcsı Atsushi Mimura, yenin son üç ayın en düşük seviyesine gerilemesiyle birlikte hükümetin spekülatörlere karşı son aylardaki en güçlü uyarısıyla, zayıf yene karşı harekete geçmeye hazır olduğunu belirtti. Son döviz hareketlerini "tek taraflı ve sert" olarak tanımlayan Mimura, Japon yetkililerin "spekülatörler tarafından yönlendirilenler de dahil olmak üzere döviz piyasasındaki gelişmeleri son derece acil bir şekilde yakından izlediğini" söyledi. "ECB Yönetim Konseyi üyesi ve Fransa Merkez Bankası Başkanı Francois Villeroy de Galhau, Donald Trump'ın bir sonraki ABD başkanı olarak seçilmesinin global ekonomi için daha fazla aşağı yönlü risk olacağı anlamına geldiğini söyledi. Villeroy de Galhau, "Amerikan seçimleri Avrupa için bir uyandırma çağrısı olmalı" dedi ve Trump'ın somut politika hamlelerinin görülmesi gerektiğini, ancak planlarının ABD'de daha yüksek bir bütçe açığına ve daha fazla enflasyona yol açma riski bulunduğunu sözlerine ekledi. "Avrupa Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Luis de Guindos, Donald Trump'ın yeni ticaret engelleri vaat ederek ABD başkanlık seçimlerini kazanmasının ardından yaptığı açıklamada, yeni gümrük tarifelerinin küresel büyümeye zarar verebileceğini, misillemeye ve ticaret savaşı kısır döngüsüne yol açabileceğini söyledi. Guindos, "Tarifeler, ticaret engelleri ve korumacılık küresel ekonomiye zarar verecek. Umarım alınan kararlar herhangi bir ticaret savaşına yol açmaz. Eğer bir gümrük tarifesi uygularsanız, karşı tarafın da buna tepki göstereceğini ve misilleme yapacağını ve bunun da enflasyon, gümrük tarifeleri gibi kısır döngülere yol açabileceğini unutmamalısınız ki bu da mümkün olan en kötü sonuç ve netice olabilir" dedi. "ABD seçim sonuçlarına ilişkin basın açıklamasında bulunan, Almanya Sanayi ve Ticaret Odası (DIHK) Başkanı Peter Adrian, ABD’nin Alman şirketleri için en önemli ihracat pazarı olduğunu ve ABD'nin bu yıl Almanya'nın en önemli ticaret ortağı olarak Çin'in yerini alması beklendiğini kaydetti. "Trump'ın genel bir ithalat tarifesi getirmesi, zaten zor bir durumda olan Alman ekonomisi için büyük bir gerileme olacaktır" uyarısında bulunan Adrian, "Birçok şirket ABD'nin Çin'le daha sert ilişkiler kurmasından da endişe duyuyor. Almanya'nın en önemli ticaret ortakları arasındaki keskin bir ticari çatışma, uluslararası ticaret üzerinde daha fazla yük oluşturacaktır" değerlendirmesini yaptı. "Almanya Başbakanı Olaf Scholz, 15 Ocak 2025'te Federal Meclisten güvenoyu isteyeceğini açıkladı. Cumhurbaşkanı Frank Walter Steinmeier'den Maliye Bakanı Christian Linder'i görevden almasını istediğini belirten Scholz, bu adımı ülkeye zarar verilmemesi için attığını söyledi. FDP Federal Meclis Grup Başkanı Christian Dürr, Berlin'de yaptığı açıklamada, parti lideri olan Maliye Bakanı Christian Lindner'in bakanlık görevinden alınmasının ardından tüm FDP'li bakanların hükümetten geri çekildiğini bildirdi. "Rusya Merkez Bankası, politika faizini 200 baz puan artışla yüzde 21'e çıkararak tüm zamanların en yüksek seviyesine yükselttiği 25 Ekim tarihli toplantının notlarını yayımladı. Söz konusu toplantıda, faizin 300 baz puan artırılmasının da gündeme geldiği bilgisine yer verilen notlarda, artışın mali piyasalarda dalgalanma yaratmamak amacıyla 200 baz puanla sınırlı tutulduğu belirtildi. Toplantı notlarında, Bankanın aralıkta gerçekleştireceği toplantıda tekrar faiz artışına gidebileceği belirtilerek, "Bir sonraki toplantıda önemli bir faiz artışının yapılması önceden belirlenmemiş olsa da olasılığı çok yüksektir" ifadesi kullanıldı. Notlarda, enflasyon artışında önemli bir yavaşlamanın kaydedilmesi halinde aralıktaki toplantıda faiz oranının sabit tutulabileceği de belirtildi. "Brezilya Merkez Bankası, politika faiz oranını 50 baz puan artırarak yüzde 10,75'ten yüzde 11,25'e taşıdı. Banka, hedefin üzerindeki enflasyonu kontrol altına almak için harcamalarda kesinti yapılmasının gerekliliğini kaydetti. Piyasa beklentisi de faizin 50 baz puan artırılacağı yönündeydi. Banka, bir önceki toplantısında 25 baz puanla ilk kez faiz artırımına gitmişti. Önümüzdeki dönemde daha fazla sıkılaşmaya işaret eden banka açıklamasında, enflasyon senaryolarına yönelik risklerin yukarı yönlü olduğu açıklandı. "Avustralya Merkez Bankası Başkanı Bullock, ABD seçimlerinin enflasyon üzerindeki etkilerini şu aşamada değerlendirmenin zor olduğunu, ancak politika yapıcıların yakından izleyeceklerini ve gerektiğinde yanıt vereceklerini söyledi. Avustralya Merkez Bankası Başkanı Michele Bullock, merkez bankasının henüz enflasyon görünümünü değiştirmediğini ve enflasyonun ancak 2026 yılında hedef bandına dönmesinin beklendiğini söyledi. Bullock, "Olabilecek ya da olmayabilecek şeylere dayanarak politika belirleyemeyiz. ... Bence bu olaylar açısından gerçekte ne olduğunu bekleyip görmeli ve gerektiği şekilde yanıt vermeliyiz" dedi. "Yeni Zelanda Merkez Bankası yetkilileri, Donald Trump'ın Beyaz Saray'a geri dönmesiyle birlikte dünya genelinde merkez bankalarının ekstra zorluklar beklemesi gerektiğini söyledi. RBNZ Başkan Yardımcısı Christian Hawkesby, "Trump genel olarak yüzde 10 ila yüzde 20 gümrük vergisi ve Çin ile daha yüksek gümrük vergileri, daha düşük işletme ve kişisel vergiler ve daha az düzenleme, daha az bürokrasi hakkında konuştu. Makro-ekonomik açıdan bakıldığında, bunun marjda alternatiften daha yüksek bir enflasyon paketi olduğunu ancak operasyonel olarak bağımsız merkez bankaları dünyasında çok daha yönetilebilir olduğunu düşünüyoruz" dedi. "Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, BRICS nezdinde tek bir para biriminin yaratılmasının şu anda mümkün olmadığını söyledi. Peskov, başkent Moskova'da düzenlenen "Bilgi" isimli forumda konuştu. Kazan'da düzenlenen BRICS Liderler Zirvesi'nin oldukça verimli geçtiğini belirten Peskov, "Çok sayıda misafirle, çok önemli müzakereler sonucunda çok önemli sonuçlar elde edildi. Bu hem ülkemiz hem de BRICS ile ilgilenen tüm ülkeler için geçerli." dedi. "İtalya ile UAEA'nın Roma'da Dışişleri Bakanlığında ortak düzenlediği "Dünya Füzyon Enerji Grubu"nun yıllık toplantısına katılan Grossi, burada basına açıklamalarda bulundu. İtalyan ANSA ajansının haberine göre, daha önce de İran'daki seçimlerin ardından yeni Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ile görüşme isteğini dile getiren Grossi, "İranlı muhataplarımızla bir sonraki ziyaretim hakkında konuşuyoruz, muhtemelen birkaç gün içinde olacak. Halen tarihi teyit etmemiz gerekiyor ama bu ziyaret yapılacak." dedi." Hibya Haber Ajansı